Genel Başkan Yardımcıları

İktidar Yürüyüşümüz Kararlılıkla Devam Ediyor

Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Sunar, Saadet Sahada çalışması kapsamında beraberindeki heyet ile birlikte Afyonkarahisar'da esnaf ziyaretinde bulunup sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.

Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Sunar, “Saadet Sahada” çalışması kapsamında Afyonkarahisar’da esnaf, vatandaş ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini ziyaret etti.

2023 seçimlerinde Saadet Partisi’ni iktidara taşımak için her kademede çalışma yürüttüklerini ifade eden Sunar, “Türkiye’nin ve insanımızın bir gerçek gündemleri var, bir de bu gerçek gündemler konuşulmasın diye algı mühendislikleriyle masa başında üretilen suni gündemleri var" dedi.

Saadet Partisi olarak Türkiye’nin ve insanların gerçek gündemlerine odaklandıklarını ifade eden Sunar, iktidarın gündemine kapılarak, insanların gerçek gündemlerinin konuşulmasının önüne geçilmesine fırsat vermemekte kararlı olduklarını vurguladı.

Ekonominin halinin ortada olduğunu, adalet konusundaki sıkıntıların herkesin malumu olduğunu ve zira mağdurlar ordusunun feryadının, milyonların hak ve hukuk talebi arş-ı Âla’ya ulaştığını dile getiren Sunar, şunları kaydetti:

“Eğitim deseniz ayrı bir keşmekeş, sağlık deseniz hakeza yine öyle… Dış politika, tarım, sanayi; her alanda büyük problemlerle karşı karşıyayız. Ve en önemlisi ahlaki ve manevi tahribat… ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ diyerek yola çıkmış Milli Görüş Hareketinin temsilcileri olarak bizlerin ahlak anlayışı, birkaç konuya indirgenecek bir anlayış değildir, hayatın tümünü kapsayan bir anlayış, bir yaşam tarzıdır. Nasıl ki, toplumuzun temel direği aile kurumunu korumak, ahlakımızın ve inancımızın gereği ise; alın terinin hakkını vermek de yine ahlakımızın ve inancımızın gereğidir. ‘Dürüst siyaset’ yapmak, ahlakımızın gereğidir. Her daim adaleti ayakta tutmak, inancımızın bize emrettiğidir. Kimden gelirse gelsin zulme karşı çıkmak, kim olursa olsun mazlumun yanında durmak, düsturumuzdur. İnsanımızı topraksız, toprağı da insansız bırakan bugünkü düzene karşı olmak sorumluluğumuzun gereğidir. Oy hesabı uğruna, dini ve manevi değerlerimizin istismar ediliyor olmasına ise en yüksek sesle karşı çıkışımız işte ahlaki, vicdani ve insani sorumluluklarımızı yerine getirmek içindir.”

Saadet Partisi kadroları olarak, her gün sahada insanlarla bir arada olduklarını belirten Sunar, “Arkadaşlarımızla Türkiye’nin dört bir tarafında esnafımızla, vatandaşlarımızla birlikteyiz. Sokakta, çarşı-pazarda sizlerle birlikte gördüklerimizi görmezden gelelim, sizden işittiklerimizi duymazdan gelelim istiyorlar. ‘Kredi kolaylığı’ söylemleriyle ‘borçlandırma siyaseti’ sürdüren, ‘sosyal yardım’ söylemleriyle ‘yoksulluğu yönetmeye’ çalışan, ‘Adalet sarayları’ inşa ederek, adaleti tesis edeceğini zanneden, dün ‘hain’ ilan ettiğini bugün ‘dost’, hatta ‘kurtarıcı’ ilan eden bu iktidara, bu ‘iki yüzlü siyasete’ elbette karşı çıkacağız. Bu karşı çıkış; bizim inancımızın, ahlakımızın, insanlığımızın, vicdanımızın ve siyasi anlayışımızın gereğidir. Biz, yanlışa yanlış, doğruya doğru diyor; yanlışın da doğrusunu gösteriyoruz” dedi.

Önemli Olan Alım Gücünün Yükselmesidir

Ülke gündeminde konuşulan konulara dikkati çeken Sunar, şöyle devam etti:

“İşte son günlerde gündemdeki konulara bir bakın Allah aşkına? Problemlerimizin çözümü adına konuşulan ne var? Asgari ücret için günlerdir görüşmeler yapıldı. Sözde pazarlıklar yapıldı, rakam tahminleri havada uçuştu. Peki sonuç ne oldu? Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer alan işçi temsilcilerinin katılmadığı, Sayın Erdoğan’ın Beştepe’de yaptığı 5-10 dakikalık bir konuşmayla yeni ücret ilan edildi. 8500 lira! Günlerdir 250 liranın, 500 liranın pazarlığı yapılıyor. ‘Biz sırtımızda küfe taşıyoruz’ diyenler, o küfede israfa, lükse, şatafata, yandaşa milyarlarca lira taşıyorlar fakat emekçinin alın terinin hakkını taşıyamazlarmış! Yanlış yatırım anlayışıyla milyarlarca liramızı betona, asfalta gömenler, işçiye, çiftçiye, memura, emekliye, esnafa gelince ‘para yok’ diyorlar. Üstüne üstlük bir de açıklanan rakamlar için alkış bekliyorlar! Evet rakamlar büyüdü, 2018’de asgari ücret 1600 liraydı, şimdi 8500 lira olacak. Yaklaşık 5,5 katlık bir artış söz konusu. Fakat giderler kaç kat arttı? Hani Şair diyor ya; ‘size huzur verdim diyenler, bizden ne aldıklarını da söylesinler…’ Evet, ‘asgari ücrete şu kadar zam yaptık’ diyenler, elektriğe, akaryakıta, doğalgaza % kaç zam yaptıklarını da söylesinler bakalım! Geçen sene Aralık sonunda asgari ücret 2825 liraydı, şimdi 8500 lira olacak. Çok basit bir matematik sorusu soruyoruz; iki zaman dilimi arasındaki fiyatları kıyasladığımızda 2825 liranın mı alım gücü yüksekti, şimdinin asgari ücretinin alım gücü mü daha yüksek?”

85 Milyon İnsanımız İçin “İnsanca Yaşam”ı Tesis Edeceğiz

Paranın, bir hak ölçüsü olduğunu, önemli olanın rakamlar değil, alım gücü olduğunu ifade eden Sunar, “Biz üçü beşi konuşmuyor, piyasada konuşulan ve açıklanan rakamlardan hicap duyuyoruz.” dedi.

En başından beri açlık ve yoksulluk sınırlarında ücretleri konuşan bu düzene razı olmadıklarını dile getirdiklerini belirten Sunar, “Biz 85 milyon insanımız için ‘İnsanca Yaşam’ı tesis etmek istiyoruz. İktidarımız döneminde de Allah’ın izniyle bunu başaracağız. ‘Nasıl yapacaksınız?’ diyorlar ya şimdi, daha önce de söylemişlerdi ama iktidarımız döneminde yaptık, yine yaparız! Çünkü bu imkan var, önemli olan neyi öncelediğiniz ve tercih ettiğinizdir. Değerli arkadaşlar, son 25 yıldır muhalefette bulunan bir siyasi hareketiz. Çeyrek asırdır muhalefet olma sorumluluğunu hakkıyla yerine getirdik. Artık iktidara yürüyoruz Allah’ın izniyle. Ve muhalefette söylediğimiz sözlerimizi, iktidarımız döneminde ortaya koyacağımız icratlarımızla eyleme geçireceğiz. Biz şimdi ‘adalet’ diyoruz, yarın adaleti tesis edeceğiz. ‘Asgari değil, İnsanca Yaşam Ücreti’ dedik, yarın bunu herkes için mümkün kılacağız. ‘Tarım bir milli güvenlik meselesidir’ diyoruz, yarın ekilmedik bir karış toprak bırakmayacağız. ‘Eğitimde niceliğin yanında nitelik de olmalı’ diyoruz, yarın çağın gerekliliklerine uygun nitelikli bir eğitimi tüm evlatlarımıza vereceğiz. ‘Şahsiyetli bir dış politika’ diyoruz; yarın her sahada şahsiyetli bir dış politika uygulayacağız” şeklinde konuştu.

İktidar Yürüyüşümüze Kararlılıkla Devam Edeceğiz

Ortak sorunların karşısında ortak sorumlulukları birlikte kuşandıkları ortaklarla beraber iktidara yürüdüklerini anlatan Sunar, şunları söyledi:

“Çeyrek asır aradan sonra Saadet Partimiz iktidara gelecek! Tüm teşkilatlarımız bu motivasyonla, bu ağır sorumluluğu omuzlarında hissederek çalışmalarını yürütmektedirler. Türkiye’nin bize, politikalarımıza ve tertemiz kadrolarımıza bugüne kadar belki de hiç olmadığı kadar ihtiyacı var. Bu hasrete son vermenin zamanı gelmiştir. Önümüzdeki artık 4-5 aylık bir takvim var. Gece-gündüz demeden, yorulmak bilmeden çalışmalarımızı büyük bir azim, heyecan ve kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu süreçle türlü türlü iftira ve ithamlarda bulunacaklar; birileri şunu diyecekler, bunu diyecekler, çelme takacaklar, gaz bombası atarcasına ithamlarda, iftira ve hakaretlerde bulunacaklar; hepsine kulaklarımızı tıkayacak, iktidar yürüyüşümüze tam kadro kararlılıkla devam edeceğiz. ‘Kararlıyız! Milletin İktidarında Saadet Var!’ diyoruz. Saadet Partisi olarak biz; Tüm vatandaşlarımızın özgür ve kardeşçe yaşadığı bir Türkiye hedefliyoruz. Atama ve terfilerde ehliyet ve liyakati esas alacağız. Borç-faiz-borç sarmalından hem devletimizi hem milletimizi kurtaracağız. İsraf, beton ve tüketim odaklı yanlış yatırımlara son verecek; tüm imkan ve kaynaklarımızı üretim ve istihdam odaklı yatırımlara aktaracağız. Emeklilerimizi ve asgari ücretli çalışanlarımızı insanca yaşam ücretinin altında bir ücrete asla mahkum etmeyeceğiz. Esnafımızın, işçilerimizin ve memurlarımızın hayat standartlarını yükseltecek etkin politikaları devreye alacağız. Engelli vatandaşlarımızın önündeki tüm engelleri kaldıracağız. Kadın cinayetleri, uyuşturucu kullanımı, şiddet ve intihar vakalarını önlemek için hukuki, ekonomik ve sosyal politikalar geliştireceğiz.”

Sunar, Saadet Partisi iktidarı döneminde;

“Hiç kimse siyasi görüşünden, ideolojisinden, dilinden, inancından, mezhebinden, cinsiyetinden, etnik kökeninden, ırkından dolayı ayrımcılığa ve adaletsizliğe uğramayacaktır. ‘Diplomalı işsizler’, ‘ev genci’, ‘atanamayan öğretmenler’ ve ‘KHK mağdurları’ gibi kavramlar tarihe karışacak. Hem sağlıkçılarımızı hem de vatandaşlarımızı mağdur eden bugünkü yanlış sağlık sistemini sağlıklı hale getireceğiz. Teknolojik atılımları ülkenin mevcut durumu ve ihtiyaçlarına göre planlayacak; yüksek katma değer üreten ürünlerin Ar-Ge inovasyon süreçlerini destekleyeceğiz. Sosyal devleti bugünün gerekliliklerine uygun olarak yeniden tanımlayacak ve hayatın her alanında vatandaşlarımızın devletini yanında hissedeceği bir sistem inşa edeceğiz. Çevremizi koruyacak; yerli, yenilenebilir ve yeşil enerjiye önem veren politikalar üreteceğiz. Bunlar ve ülkemizin, insanımızın problemi olan her sahada, ihtiyaç olan her alanda kadrolarımızla, politikalarımızla hem seçimlere hem de iktidara hazırız! Bu inanç, bu kararlılık ve heyecanla çalışmalarımızı yürütüyoruz ve seçim gecesine kadar da yorulmak nedir bilmeden çalışmaya devam edeceğiz ve kalıcı çözümler ürettikçe atacağız.” ifadelerine yer verdi.

Saadet Partisi siyaset anlayışının, kutuplaştırıcı değil kucaklayıcı, ayrıştırıcı değil birleştirici, kuvveti değil hakkı üstün tutan, siyasi rantı değil hizmeti esas alan bir anlayış olduğunu anlatan Sunar, “Bizim yönetim anlayışımız, adalet, liyakat, istişare, ahlak, şeffaflık ve denetim ile plan ve programı esas alır. Saadet Partisi olarak vizyonumuzu şu beş başlık altında özetliyoruz; özgürlüklerin teminat altına alındığı bir Türkiye, tam bağımsız bir Türkiye, müreffeh bir Türkiye, güçlü bir Türkiye, öncü bir Türkiye. Bunların neticesinde ise 3 temel hedefimiz var; Yaşanabilir bir Türkiye, yeniden büyük Türkiye, yeni ve adil bir Dünya. Biz Saadet Partisi olarak ilke ve değerler siyaseti yürütüyoruz. Ne yaptığımız, nasıl ve niçin yaptığımızı gayet iyi biliyoruz.” diye konuştu.

Milli Görüşçüler olarak; “İslam'ı, Müslümanların yanlışlarına kurban edemeyiz! Camiyi, cami cematinin yanlışlarına kurban edemeyiz! Kabe'yi, dolar ve petrol zenginlerinin çıkarlarına kurban edemeyiz! Değerlerimizin, birtakım yapıların istismar edişine sessiz kalamayız! Devleti ayakta tutanın adalet olduğunu çok iyi bilenleriz. Devleti değil, devleti ayakta tutan adaleti kutsal kabul eden bir anlayışımız var bizim. İnancımızın gereği olarak, insanların temel hak ve özgürlüklerini kutsal sayar; hiçbir pazarlığa konu edilmesine rıza göstermeyiz! Biz, adaletin yerli yerine oturtulması için gayret gösteriyoruz. Bizim korumamız gereken şey adalettir, mazlumların, mağdurların ve mazlumların hakkıdır. Her şeyi alınacak oyları tartarak hesap edenlerin aksine bizler, zalimlerin ve müstekbirlerin karşısında her daim müstazafların yanında yer almaya devam edeceğiz. İnancımız bize bunu emreder, oy alacağız diye inancımızın gerekliliklerini asla çiğnemeyiz. İktidardakiler ile aramızdaki temel fark da budur.” diyen Sunar, sözlerini şu şekilde tamamladı:

İktidar ortağı olarak yer alacağımız yeni kurulacak hükümette elbette mevcut kazanımlarında, insanca yaşamın sağlanabilmesi için lider ve güçlü bir Türkiye’nin de teminatı biz olacağız. Milli Görüş gömleği, çıkarmak için değil çıkarcı olmamak için giyilir. ‘94 ruhunu’, siyaset üzerinden yolunu bulanlar değil adil devleti tesis, adil paylaşımı temin etmek derdinde olanlar taşıyabilir.  Siyaset, servet edinme hedefiyle değil ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ iradesiyle yapılır. Bütün bunları anlamaktan ve kavramaktan uzak bir iktidar gerçeğini, Cumhur İttifakı pratiğini yaşıyor milletimiz ve ülkemiz. Kurdukları hükümet sistemi ve hükümet etme düzeneğiyle; kurdun kuzulara bekçi yapılmasına, tilkinin kümese sahip olmasına ter akıtıyorlar. Erdoğan ve Hükümetlerinin icraatlarının sonucu özetle; Türkiye’nin ekonomisi çökük, sosyolojisi yıkık, psikolojisi bozuk, diplomasisi bitik hale getirildi. Cumhur İttifakı Hükümeti; enflasyonun artmasının dış güçlerin, düşmesinin Hükümetin eseri olduğu aldatmacasına kanacağımızı umuyor. Erdoğan; hayat pahalılığına fahiş fiyat uygulayan marketlerin neden olduğuna, fiyatların normale dönerse bunun Hükümetin mücadelesiyle sağlandığına ikna olmamızı bekliyor. Memleketin hali ortada. Şurada seçimlere sadece 4-5 ay kaldı. Bu 4-5 ayı en verimli şekilde değerlendireceğiz. Şifanın, ilacın, mesajlarımızın ecza deposunda durmasının hastaya bir faydası yoktur. Sahaya ineceğiz. Halka dokunacağız. Her kesimle irtibata geçeceğiz. Sosyal medyada etkindik. Şimdi sahada da etkin olacağız. Afyonkarahisar’da Sahaya inmek için çalışmanın startını veriyoruz. Her mahallede saadet olacak. Güleceğiz. Güldüreceğiz. Dinleyeceğiz. Sevdireceğiz. Müjdeleyeceğiz. Umut aşılayacağız. Seçimlere kadar dur durak bilmeden selamı yayacağız. Ve inşallah seçim geldiği gün de saadet partimizin iktidar olmasının sevincini hep birlikte yaşayacağız.”