Haberler

Antalya Milletvekilimiz Kılıç: “Vatandaşın Vergileri Serveti Olana Aktarılıyor!”

Antalya Milletvekilimiz Şerafettin Kılıç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Yasama Yılının başladığı 1 Ekim Pazar Günü İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü girişine yapılan terör saldırısı öncesinde şehit edilerek arabası gasp edilen Veteriner Hekim Mikail Bozlağan’a Allah’tan rahmet, kederli ailesi ve sevenlerine başsağlığı dileyerek konuşmasına başlayan Kılıç, “Milletimizin başı sağ olsun. Terör saldırısında yaralanan kahraman polis memurlarımız; Alim Reis Demirel ve Erkan Karataş’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Ülke olarak teröre asla teslim olmadık, teslim olmayacağız. Terörün her türlüsünü lanetliyorum.” dedi.

İçişleri Bakanlığı’na yönelik terör saldırısının, zamanlaması yönüyle manidar olduğunu ve bütün yönleriyle mutlaka aydınlatılması gerektiğini dile getiren Kılıç, şunları söyledi:

“Göreve başladığı günden bugüne organize suç örgütleri, çeteler ve illegal yapıları çökertecek ciddi çalışmalar yapan İçişleri Bakanlığı’na yönelik bu saldırının, suç örgütleriyle yapılan bu mücadeleyle ilişkisi mutlaka irdelenmelidir. Nitekim bu terör saldırısının hemen akabinde; ebabil hareketi olarak bilinen sosyal medya trol hesaplarının İçişleri Bakanı’nı hedef alan paylaşımları, çalışmalara yönelik bir sabotaj yapıldığı düşüncesini desteklemektedir. Buradan Saadet Partisi olarak ilan ediyoruz ki; Türkiye’nin adeta kanını emen terör ve organize suç örgütlerine karşı mücadeleyi kim yaparsa yapsın biz sonuna kadar onun destekçisi olacağız. Kendi kişisel çıkarları için ülkemizi ateşe atmaktan çekinmeyenlere karşı mücadeleye gereken bütün desteği sonuna kadar vermeye hazırız.

Oturma Düzenine İlişkin Verilen Söz Tutulmadı

Malumunuz Saadet-Gelecek Meclis Grubumuz 6 Temmuz 2023 itibarıyla kuruldu ve aradan 3 ay geçti. Bakınız, bu içtüzük gereği mecliste grubu olan siyasi partilerin oturma düzeni olması gerekiyor. Ancak aradan üç ay gibi uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen meclis içtüzüğünün gerektirdiği oturma düzeni sağlanmadı. Meclis Başkanı, yeni yasama yılının başladığı gün, Perşembe günü yani bugün oturma düzeninin sağlanacağını ifade etmişti, ancak bugün de verilen bu söz tutulmadı. Şimdi değerli arkadaşlar; Anayasa yapmaktan bahsediyorlar ancak iç tüzüğün gerektirdiği bu basit adımı dahi atmıyorlar. Anayasalar toplumsal sözleşmelerdir. Elbette bütün yönleriyle ve toplumun tüm bileşenleriyle yapılmalıdır. Ancak, Anayasaya saygısı olmayan bir iktidarın bu çağrısını, elbette samimi görmeyiz. Sayın Kurtulmuş özellikle Saadet dememek için ciddi bir çaba harcadı. ‘Yeni bir grup’ ifadesini kullanmayı tercih etti. Saadet Partisi Grubu demenin kendisine nasıl bir zararı dokunacağını kestiremedik, ancak durumu anlayabiliyoruz. Sayın başkan, belki de grubumuzun adını hatırlayamadı kendisine buradan tekrar hatırlatalım; Grubumuzun adı Saadet Partisi Grubudur Sayın Numan Kurtulmuş.

Milletimizin Problemlerini Gündeme Getiriyoruz

Saadet-Gelecek Partisi Grubu olarak milletimizin problemlerini gündeme getiriyor ve çözüm önerilerimizi gerek mecliste, gerekse de yaptığımız ziyaretlerde ifade ediyoruz. Dün grup toplantımızın hemen ardından; Genel Başkanımız Sayın Temel Karamollaoğlu ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu ve Saadet-Gelecek Partisi Grubu milletvekillerimizle birlikte Türkiye Emekliler Derneği ve Tüm Emekliler Derneğini ziyaret ettik.

Emeklinin Yoksulluğa Terfi Edebilmesi İçin Maaşının 6 Katını Alması Gerekiyor!

Emeklilerimiz feryat ediyor ve bırakınız ay sonunu getirebilmeyi hafta sonunu bile getirememektedirler. Yoksulluk sınırı 43 bin 443 TL seviyesine yükselmiş durumdadır. Emekli aylığı 7 bin 500 TL, asgari ücret 11 bin 402 TL. Emeklinin yoksulluğa terfi edebilmesi için maaşının 6 katını alması gerekirken, asgari ücretlinin yoksul sayılabilmesi için ise maaşının yaklaşık 4 katını alması gerekmektedir. Bu elim tablo; enflasyon ile alınan maaşlar arasında oluşan uçurumu göstermektedir. Maaşlı çalışanlar gün geçtikçe enflasyona biraz daha ezdirilmektedir. Emekliye ve asgari ücretliye sabredin denilmektedir oysaki siz ek zam ve vergileri düşünmeden alelacele yaptınız. Emeklilerimiz ve çalışanlarımızın sabredecek takati kalmamıştır. Artık bıçak kemiğe dayanmış, sabır taşı çatlamış durumdadır. İktidar adeta can çekişen emeklilerimizi oyalarken kaynakları faize, ranta ve israfa aktarmaya devam etmektedir.

Vatandaşın Vergileri Serveti Olana Aktarılıyor!

Kur Korumalı Mevduat adıyla uyguladıkları sistemle, parası olana servet aktarıyorlar. Vatandaşın ödediği vergileri, faiz yoluyla serveti olana aktarıyorlar. Eylül Ayı itibarıyla, kur korumalı mevduatlar 3 Trilyon 304 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. Kurda gerçekleşen ufak bir hareket, hazineye milyarlarca lira ek yük yüklemektedir. Ağustos ayı itibarıyla, son bir yılda Türkiye ekonomisi 118,3 milyar dolar açık vermiştir. Bu açık bir rekor demektir aynı zamanda. Vatandaşın bireysel kredi ve kredi kartı borçları için bankalara ödediği faiz geçtiğimiz 9 ayda geçen yılın aynı dönemine oranla %82 artarak 204,3 milyar liraya çıkmış durumdadır. İktidar kürsülerden “nas” hamaseti yaparken, bu ülkede faize bulaşmadan yaşamayı neredeyse imkânsız hale getirmiştir. İktidar, Faiz mikrobunu çeşitli kılıflara sokarak tabiri caizse bu millete yedirmeye çalıştı. Faize bulaşmamak için çırpınan vatandaşı enflasyona ezdirdi, geçim derdiyle baş başa bıraktı. Şimdi emeklileri oyalıyorlar. Allah’tan korkun! Bu ülkede bankalar kâr rekoru kırıyor, geçtiğimiz sekiz ayda bankaların toplam karı 350 milyar lirayı aşmıştır. İktidara buradan tüm samimiyetimle sormak istiyorum; Sizin yönettiğiniz ülkede, emekliler açken bankaların kar rekoru kırmasından utanmıyor musunuz? Yönettiğiniz ülkede, babalar çocuklarına harçlık veremiyorken, tefecilere para kazandırmaktan utanmıyor musunuz? Yönettiğiniz ülkede, birçok çalışan açlık sınırının altındaki bir gelirle geçinmeye çalışırken, siz yandaşlarınızı kayırmaktan utanmıyor musunuz? Gelir dağılımındaki adaletsizlik ayyuka çıkmışken, siz dar gelirliden vergi toplamaya ve üstelik bu vergilere zam yapmaya utanmıyor musunuz?

Tarım Milli Güvenlik Meselesidir!

3 Ekim Salı günü meclis genel kurulunda yapılan oylama ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyeliğimiz resmiyet kazandı. Geçmişten beri Millî Görüş Hareketi ve Saadet Partisi olarak defaatle vurguladığımız bir husus vardır; tarım bir milli güvenlik meselesidir. Dolayısıyla kendi gıdasını üretemeyen ülkeler kontrol edilmeye mahkumdur. Bu bağlamda yeni dönemde; Tarım ve Hayvancılıkta dışa bağımlılığı sonlandıracak ve üretimi tehdit eden ulusal ve uluslararası tehditleri bertaraf edecek çalışmaları inşallah ortaya koymuş olacağız. Bakınız, vaktimiz kısıtlı olduğu için bu toplantımızda detaya girmeyeceğim ancak güncel bir veriyi sizlerle paylaşmak istiyorum; tarım sektörünün gıda ve canlı hayvan ihracatı bu yılın ilk 8 ayında % 5,8 oranında artmışken buna karşılık aynı dönemde gıda ve canlı hayvan ithalatı % 25,1 oranında artış göstermiştir. Bu veriler göstermektedir ki; gün geçtikçe tarım ve hayvancılık sektörümüz dışarıya bağımlı hale getirilmektedir. Bu böyle gitmez!  Buna son vermek zorundayız.

Çeltik Üreticilerinin Ricası!

Samsun’dan çeltik üreticilerimizin bir ricası var burada kısaca bahsetmek istiyorum; Samsun’da Çeltik üreticisi gençler artan maliyetlerden dolayı şehirlere göç ederek tarımdan uzaklaşmaktadırlar. Burada üreticilerin; ürün maliyet kalemleri olan gübre, mazot ve elektrikte %18, ilaç, yem ve sertifikalı olanlar hariç bazı tohumluklarda %8 olarak uygulanan KDV oranlarının sıfırlanması yönünde talepleri var.

Aslında bu talep, tarım ve hayvancılık sektöründeki bütün üreticilerimizin talebidir.

Gençleri tarıma ve çeltik üretimine yönlendirmek için tarımın bir reel sektör olarak değerlendirip, kazanç sağlanan bir sektör olması için politikalar geliştirilmelidir.

Üreticilerin yenilikleri izleyebilmeleri, dayanışmaları, üretim ve pazarlamada daha güçlü bir konuma erişebilmeleri ve haklarını koruyabilmeleri birlik çatısı altında bir araya gelmeleri ile mümkündür. Ancak kurulan birliklerin etkin bir şekilde görev yapabilmeleri için ekonomik olarak desteklenmeleri veya değişik fonlardan bu birliklere kaynak aktarımı yapılması gerekmektedir.

Samsun’da çeltik yetiştirme mevsimi bakımından zaman kısadır. Bu sebeple verimi arttıran lazer teknolojisinin tüm çeltik alanlarında kullanılmasının özendirilmesi ve teşvik edilmesi gerekmektedir.

Çeltik üreticilerinin, tohum konusunda sıkıntıları bulunmaktadır. Bu sıkıntıların en önemlileri, tohum üreticileri tarafından yapılan tohum satışlarında yeterli kontrol yapılmamasıdır. Bununla beraber belirli kriterleri taşıması gereken tohumlukların, bu kriterleri taşımadıkları da görülmektedir. Ayrıca aynı sahada birkaç kez ekim yapıldığından tohumluk niteliği taşıyan ürünler, tohumluk özelliklerini kaybetmektedir.

Etkili bir yabancı ot kontrolü için tarla çok iyi tesviye edilmelidir. Bu aynı zamanda iyi bir su kontrolü sağlar. Fungisit ve insektisit kullanımını azaltmak için hastalık ve zararlılara dayanıklı çeşitler geliştirilmelidir.

Ata tohumları desteklenmeli, düşük gübre dozlarında, özellikle azot, yüksek verim veren çeşitler geliştirilmelidir. Yabancı otlarla iyi rekabet edebilen çeşitler ıslah edilmelidir.

Masum Çocukları Cezalandırmak Zulümdür!

Geçtiğimiz gün, uzun süre hem hastalıkla hem de anne özlemiyle mücadele etmek zorunda bırakılan 6 yaşındaki Yusuf Kerim hayatını kaybetti. Hastalık aşamasında en azından annesi yanında olmalıydı ancak bu kavuşma maalesef ki çok gecikti. Baskılar sonucunda çıkan bir yasayla annesine kavuşan Yusuf Kerim, daha annesine doyamamışken dünyadan göçtü. Terörle mücadele sonuna kadar devam etmelidir fakat bunu yaparken masum çocukları cezalandırmak zulümdür. Adalet, ancak suçsuzlar korunursa tecelli edebilir, aksi halde adalet adına yapılanlar zulme dönüşür. Şimdi nice Yusuf Kerim’ler annesine kavuşmayı bekliyor. Henüz geç olmadan bu masum bebek ve çocukları annelerine kavuşturun. Bakınız, 4 gün önce her biri 7 yaşında olan beşiz çocuklar ve 13 yaşında olan ablalarının anne ve babası tutuklanarak ceza evine konuldu. Bu çocuklardan ikisi engelli ve anne bakımına muhtaç. Bunlar anneleri olmadan yaşayamaz. Buradan Sayın Adalet Bakanı’na açık çağrı yapmak istiyorum; bu çocukların bir suçu yok. Yargılamanın çeşitli yolları vardır. Mahkemeler çocukların yararını gözeterek karar vermelidir.

Sözlerin Hatırlatılmasına Bile Tahammül Edemiyorlar!

Saadet-Gelecek Grubu olarak; milletimizin asıl problemlerini her fırsatta gündeme getiriyoruz ve gündeme getirmeye devam edeceğiz. Salı günü genel kurulda; kamuya personel istihdamında uygulanan mülakat uygulamasının yol açtığı ihlallerin tespiti ve mülakat uygulamasının kaldırılmasında izlenecek yöntemlerin belirlenmesine ilişkin Meclis Araştırması açılması talebimiz; AK Parti, MHP ve bir kısım ortaklarının oylarıyla reddedildi! İktidar, seçim öncesi verdiği sözleri tutmamak bir yana bu sözlerin hatırlatılmasına tahammül bile etmemektedir. Ancak; biz bu konunun takipçisi olamaya kararlılıkla devam edeceğiz. Yine dünkü oturumda; Deprem Bölgesinde yaşanan sorunlarla ilgili önergemiz de aynı şekilde rededildi! Deprem bölgesi maalesef kışa hazır değil, ufak bir yağışta bile konteynerler ve çadırları su basmaktadır. Yüzbinlerce insanımız halen çadırlarda yaşamak durumunda bırakılmış, altyapı, su ihtiyacı ve hijyen sorunlarıyla baş başa bırakılmıştır. İktidar; tıpkı emeklileri oyaladığı gibi depremzede vatandaşlarımızı da oyalamaktadır. Bunu yaparken de sanki bölgedeki bütün problemleri çözmüşler gibi algı oluşturmaya çalışmaktan da geri durmamaktadır. Değerli arkadaşlar; iktidar verdiği sözleri tutmasa da biz hatırlatmaya devam edeceğiz. İktidar milletimizin problemlerini örtbas etmeye çalışsa da, biz bunları gündeme getirecek ve çözüme kavuşturacağız. Saadet Partisi meclistedir ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.”