Genel Sekreterimiz ve Ankara Milletvekilimiz Mesut Doğan, akademisyenlerin yaşadığı sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiğini belirtti.
Geçtiğimiz günlerde Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından yapılan duyuruya göre doçentlik kriterlerinde pek çok değişikliğe gidildiğini hatırlatan Doğan, şunları söyledi:
“Bu değişikliklerin olumlu ve olumsuz yanları olmakla birlikte, en önemli yanılgının idari kararlarla kalite standardının yükseleceği düşüncesi olduğunu görüyoruz. Akademide getirilen bu yeni değişikliklerle birlikte düşünülmesi gereken asıl konu akademisyenlerimizin yaşam standartlarıdır. Akademisyenlerin kariyer hedeflerine ulaşmasını sağlayacak refah düzeyinden yoksun oluşu yalnızca onların kişisel problemi değil ülkemizin en önemli sorun alanlarından biridir. Bugün bir araştırma görevlisinin ortalama maaşı 31 bin TL, Dr. öğretim üyesinin maaşı ise 36.600 TL civarındadır. Hem araştırmaları için gerekli materyal ve matbu harcamalarına hem de geçimine para ayırması gereken akademisyenlerimizin bu stres ve geçim derdiyle nitelikli akademik çalışma yapması mümkün değildir. Öte yandan doçentlik kriterlerine göre uluslararası indekslere giren bazı dergilerde yayın yapabilmek için gerekli ücreti ödeyecek gücü de bulunmamaktadır. İçinde bulunduğumuz ekonomik şartlar, akademisyenlerin bilimsel çalışmalarının yanı sıra bu çalışmaları literatüre kazandırmasına da engel olmaktadır. Bu noktada akademisyenlerin çalışmalarını ödüllendirmek için uygulanan akademik teşvik puanının kaldırılması daha uygun olacaktır. Tüm bunlara bağlı olarak gerçek bir bilimsel atılım, akademik başarı ve nitelikli üniversite eğitimi için akademisyenlerimizin geçim derdine çare bulmak birinci öncelik olmalıdır.
Kadro Konusunda Gerekli Düzenlemeler Yapılmalıdır
Akademisyenlerin bir başka beklentisi ise kadro konusunda gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır. Bilindiği üzere ÜAK tarafından akademisyenlere verilen doçentlik ünvanı yeterli olmayıp; kadro tahsisi üniversitenin ya da rektörün inisiyatifine bırakılmaktadır. Pek çok akademisyen, nitelikli çalışmalara imza atıp ÜAK tarafından doçentlik belgesi almasına rağmen uzun yıllar kadro yetersizliği nedeniyle mağduriyet yaşamaktadır. Bu konuda yapılması gereken, akademisyenlerin hiç bir dönemde kadro arayışına mahkum edilmemesi ve sözleşme süresinin sınırlandırılmamasıdır. Gerekli şartları sağlayan akademisyenler için ihtiyaç duyulan üniversite ve kurumlara atanmak üzere bir havuz oluşturularak hak ettikleri ünvanlar verilmelidir. Ülkemizi geleceğe taşıyacak, Türkiye’ye katma değer kazandıracak akademisyenlerimizin sorunları ivedi çözümler bekliyor. Bu nedenle Saadet Partisi olarak akademi dünyasının sorun ve beklentilerinin bir an önce tartışılarak çözüme kavuşturulması için yetkilileri sorumluluk almaya davet ediyoruz."