Genel Başkanvekilimiz Sabri Tekir, TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına Kocaeli Milletvekilimiz Merhum Hasan Bitmez’in vefatından önce dile getirdiği son cümleleriyle başlayan ve Kuzey Irak’taki operasyonlarda şehit olan vatan evlatlarına Allah’tan rahmet dileyerek başlayan Tekir, “Terör karşısında diz çökecek değiliz” dedi.
Tam 40 yıldır terörle mücadele kapsamında gencecik evlatların toprağa verildiğini belirten Tekir, şunları söyledi:
“Türkiye, teröre diz çökecek bir ülke değildir! Aziz milletimiz, teröre boyun eğecek bir millet değildir! Elbette bizler, gencimizle ihtiyarımızla, kadınımızla erkeğimizle kararlılıkla ve sonuna dek bu mücadeleyi veririz. Ancak iktidarda bulunanlar artık başlarını iki ellerinin arasına alıp düşünmek zorundadırlar;
‘Biz ne yaptık, ne yapıyoruz?’ diye bir sorgulama yapmalıdırlar. ‘Şu kadar terörist kaldı, ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz’ diyenler nerede? ‘Artık analar ağlamasın’ nutukları atanlar, 12 evladımızın annelerine ne diyecekler? ABD’yi ‘stratejik müttefik’ kabul edenler; terörle mücadelede başarılı olabilirler mi?
İsrail’in bölgemizdeki planlarına karşı harekete geçmeyenler, terörün kökünü kazıyabilirler mi?
Terör Karşısında Ama’lı, Fakat’lı Cümleler Kurulmaz!
Terör karşısında ama’lı, fakat’lı cümleler kurulmaz! Terörle mücadelenin A partisi B partisi olmaz! Şehitlerimizin hiçbirinin yakasında herhangi bir siyasi partinin rozeti yoktur! Her biri sırtlarındaki ay yıldızlı üniformalarla şehadete yürümektedir. Öyleyse hiç kimse acılar üzerinden siyasi hesaplar gütmeye kalkmasın! Hepimize düşen artık terörü ülkemizin gündeminden kalıcı olarak çıkarmaktır! Ortak sorumluluğumuz; annelerin, eşlerin, çocukların gözyaşlarını dindirmektir! Sıvasız, boyasız evlerden yükselen feryatları dindirmektir. İktidarıyla muhalefetiyle herkese çağrıda bulunuyoruz; biz artık tek bir insanımızı daha teröre kurban vermek istemiyoruz! Terörün kökünü kazımak için, bu mübarek topraklarda huzur, güvenlik ve barışın hakim olması için grup olarak üzerimize düşen ne varsa yapmaya biz hazırız!
Böyle Bir Ölüm Her Kula Nasip Olmaz!
Bugün karşımda duran şu sıralarda büyük bir eksiğimiz var. Yeri hiçbir zaman doldurulamayacak bir boşluk var. Genel Başkan Yardımcımız ve Kocaeli Milletvekilimiz Hasan Bitmez’siz ilk grup toplantımızı yapıyoruz bugün. Hüzünlüyüz ama gururluyuz! Zira böyle bir ölüm her kula nasip olmaz! Genç yaşlarından itibaren tanırım Hasan kardeşimi, uzun yıllar birlikte çalıştık. Kritik süreçlerde hep birlikteydik, birlikte İslam ülkelerine onlarca seyahat yaptık.
Kongreler, atamalar, seçim işbirlikleri, aday tespitleri… Kendisiyle tüm bu süreçlerde binlerce kararı birlikte aldık. Teşkilat, Seçim İşleri ve İslam ülkeleri ile münasebetler… Özellikle bu 3 alanda ender bulunan isimlerden biriydi. Bu alanların her birinde uzman olan isimler vardır, ancak üçüne birden bu denli hakim bir başka isim var mıdır; bilmiyorum.
Saadet Partisi Olarak Biz Yıllardır Ne Söylüyoruz?
Hasan Bitmez kardeşimiz, çizgisini hiç bozmadı. İlk gençlik yıllarından itibaren davamıza omuz verdi ve ömrü boyunca istikametinden, kararlı duruşundan hiç taviz vermedi. Son nefesini de bu uğurda tüketti! Mekanı cennet, makamı âli olsun inşallah. Muhterem kardeşlerim; aslında Hasan Bitmez’in son konuşması, 20 yıldır bizim dile getirdiğimiz hususların 20 dakikalık kısa bir özetidir. Erbakan Hocamız, 2002’den vefatına kadar ne söylemişse; Hasan kardeşimiz de TBMM kürsüsünden bunları dile getirmiştir. Saadet Partisi olarak biz yıllardır ne söylüyoruz? Büyük Ortadoğu Projesi’ne dikkat çekiyoruz. ABD ve İsrail’in bölgemizdeki planlarına karşı uyarıyoruz. Kıbrıs meselesinde, Fırat, Dicle ve GAP konusunda dünden bugüne ne söylemişsek; Hasan Bitmez işte bunları bir kez daha ve belgeleriyle birlikte ifade etmiştir.
Böyle Bir Şerefsizliğe Dünya Tarihinde Az Rastlanır!
Hep söyledik, bir kez daha söylüyorum; Gazze, Gazze’den ibaret değildir! Gazze’nin güvenliği demek, Ankara’nın güvenliği demektir. Kudüs özgür olana dek, hiç kimse kendini özgür zannetmesin! Filistin bağımsız olana dek, hiç kimse kendi güvenliğinden emin olma gafletine düşmesin! 1897’den 1948’e giden süreci, 1948-69 arası dönemi ve 1969’dan bugüne dek yaşananları iyi idrak etmek mecburiyetindeyiz. Bunlar bir yana, sadece 7 Ekim’den itibaren yaşananlar dahi anlayana çok şey anlatmaktadır. Çocukları, hamile kadınları, engelli ve yaşlıları dahi katlediyorlar. Ambulansları, hastaneleri, okulları ve ibadethaneleri dahi bombalıyorlar. Böyle bir şerefsizliğe dünya tarihinde az rastlanır! Fakat dünya seyrediyor, Avrupa seyrediyor, İslam ülkeleri de maalesef susuyor!
Zalimler, işte bu sessizlikten güç alıyor. Bu nedenle; bugün susan herkes, bu zulme ortaktır!
Hâlâ İsrail ile Ticaretine Devam Eden Zalimin Suç Ortağıdır!
Bir de İsrail ile ticaretine devam edenler var. Çok net söylüyorum, kim olursa olsun, hangi gerekçeyle olursa olsun; bu dönemde hâlâ İsrail ile ticaretine devam eden zalimin suç ortağıdır! İsrail’e tek bir çöp tanesi bile olsa gönderenler bilsin ki; mazlum Filistinlilerin âhı kendilerini perişan eder!
Hasan Bey işte bunları haykırdı! Fakat maalesef gemiler gidip gelmeye devam ediyor! Onlar sandılar ki Hasan Bitmez sussa, mesele kalmayacak! İşte Hasan Bitmez hakkı haykırırken vefat etti ve sustu! Ama bilsinler ki, herkes sussa biz susmayacağız! Her birimiz bu uğurda son nefesimizi tüketmeye kararlıyız; bilsinler ki hakikat asla susmayacak! Hasan Bitmez’in ok gibi doğru sözlerinden kurtulmuş olabilirler ama bizden kurtulamayacaklar. Bizden kurtulsalar, vicdan azabından, tarihin azabından kurtulamayacaklar! Ve bir kez daha uyarıyoruz; her şeyden kurtulsanız, Allah’ın gazabından asla kurtulamayacaksınız!
İktidarın İsrail karşısındaki acziyetinin sebebini anlamak isteyenler hazırladıkları 2024 bütçesine baksın! Her seçimde düzelecekler umuduyla Ak Parti’ye oy veren vatandaşlarımız, olan bitene anlam veremiyorlar; biliyorum. İşte dış politikadaki bu zikzakları anlamlandırmak isteyenler, noktasına virgülüne dokunmadan Meclis’ten geçirdikleri bütçeye baksınlar! Adına ister çaresizlik ister beceriksizlik deyin; ülkemizin bugünkü tutumunu anlayabilmek için ekonomide gelinen vahim tabloyu iyi analiz etmek gerekiyor. Bütçe açığının 2,65 trilyon, faiz giderinin 1,25 trilyon lira olduğu bir bütçeden bahsediyoruz.
Buna karşılık yatırıma sadece 788 milyar lira, tarımsal desteklemeye ise 91,5 milyar lira kaynak ayrılan bir bütçe! (kanuna göre %1’i verilmiş olsa; 411 milyar 590 milyon lira olmalıdır.) Özetle bu bütçede ne var? Bol bol faiz var, borç var, vergi var, yandaşa kıyak var, enflasyon var, işsizlik var, cari açık var!
peki, bu bütçede ne yok? Üretim yok, istihdam yok, yatırım yok, alın terinin karşılığı yok! Hızlı ve yaygın kalkınma anlayışı yok! Maddi kalkınma olmadığı gibi manevi kalkınma da yok! Üreticilerimize, sanayicilerimize, çiftçilerimize, esnafımıza destek yok! Aileyi, kadınlarımızı, gençlerimizi koruyacak ve güçlendirecek bir anlayış yok! Atama bekleyen evlatlarımız yok, emeklilerimiz yok! Bu bütçede nimet ve külfet dengesi yok! Bu bütçe; iktidar ve onun yandaşı sermaye sahiplerinin havuzuna akmaktadır. Bu bütçenin sefasını yine rantiyeciler sürecek; cefasını ise vatandaşlarımız çekecek!
Haim Naum Doktrini
Bu bütçe, borç-faiz-borç girdabına ülkemizi ve insanımızı daha fazla çekmekten başka bir şey değildir! Bu bütçe bir avuç zengini daha da zengin ederken, vatandaşlarımızın %99’undan fazlasını daha da fakirleştirecek. Erbakan Hocamız yıllarca uyarmıştı; Haim Naum Doktrinini madde madde açıklamıştı.
O 7 maddenin bütçeye bakan yönüyle 5 maddesi bu bütçenin özetidir: Aç bırakacaksın, işsiz bırakacaksın, borca esir edeceksin, dininden (ahlaki ve manevi değerlerinden) uzaklaştıracaksın; yumuşak lokma haline getirip yutacaksın! Bu bütçe; insanımızı aç ve işsiz bırakmak demektir! Bu bütçe; devletimizi ve milletimizi borca esir etmek demektir. Bu bütçe; ahlaki ve manevi değerlerimizden olabildiğince uzak bir bütçedir! Bu bütçe; ülkemizi yumuşak lokma haline getirmek demektir!
Bu Bütçe ile Şahsiyetli Bir Dış Politika Takip Edilemez
Bütçesi böyle olan bir iktidarın ‘şahsiyetli dış politika’ takip edebilmesi mümkün müdür? Siz 20 küsur yıldır, israf, rüşvet ve yolsuzluk düzeninden bir türlü vazgeçmezseniz; daha yılın başında 2,7 trilyon lira açık vereceğinizi söylersiniz! O da tutturabilirseniz! Ne vergileri adil topluyorsunuz ne de toplandığınız bu vergileri adil paylaştırıyorsunuz! Borç aldınız, şimdi de emir alıyorsunuz! Üretmediniz, tükendiniz ve daha da vahimi tükettiniz! Neleri yapmayın dediysek, inatla ve ısrarla yaptınız! Neleri de yapın dediysek; hepsinden imtina ettiniz! Sonuç işte 2024 bütçesi! Sonuç işte İsrail karşısındaki acziyetiniz! Milli Görüş ile bu iktidarın zihniyet farkını görmek isteyen bütçe anlayışımız arasındaki farklara baksın! Biz rantiyecilerin hortumunu kesip, kaynaklarımızı vatandaşlarımıza aktardık; bunlar her yıl bütçede aslan payını faiz lobilerine verdiler! Biz denk bütçe yaptık; bunların döneminde ise bütçe açığı her yıl daha da katlandı! Biz israfın, rüşvetin ve yolsuzluğun kökünü kazıdık; bunların döneminde hepsi adeta normalleştirildi. Biz işçiye, memura, emekliye, garip gurebaya hakkını teslim ettik; bunlar yandaşlarına kıyak çektiler. Sonuçta; biz Meclis kürsüsünde ‘Banane Amerika’dan!’ diye haykıran, her türlü zorluğa göğüs gererek Kıbrıs’a çıkartma yapan Erbakan Hocamızın yolunu takip ederiz; bunlar reel-politik türküsü tutturur, ama’lı, fakat’lı cümlelerle İsrail karşısında tek bir somut adım atamazlar! O nedenle çare Milli Görüş’tür! Problemlerimizin çözümü ancak Saadet Partisi kadrolarının iş başına gelmesi ile mümkündür! Bu doğrultuda başta ülkemizde ve Filistin’de olmak üzere, yeni yılın coğrafyamızda ve yeryüzünde iyiliklere, güzelliklere ve hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, sizleri ve ekranları başında bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarımızı muhabbetle selamlıyorum.
Genel Başkan Yardımcımız ve Kocaeli Milletvekilimiz Merhum Hasan Bitmez'in vefatından sonra gerçekleştirilen ilk grup toplantısına eşi Safiye Bitmez de katıldı. Genel Başkanvekilimiz Sabri Tekir ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu milletvekilimizin rozetini eşine takdim ettiler.