Grup Başkanvekilimiz ve İstanbul Milletvekilimiz Bülent Kaya, TBMM bütçe görüşmelerinde Saadet-Gelecek Grubu adına söz aldı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belediyelere yönelik kullandığı “silkeleme” sözü üzerinden göndermede bulunan Kaya, şunları söyledi;
“Sayın Hazine ve Maliye Bakanımız, Cumhurbaşkanımızın geçen günkü açık beyanlarından anlaşıldığı üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımıza belediyeleri silkeleme görevi vermişti. Bütçe okumalarınızdan anladığımız kadarıyla da size de vatandaşı silkeleme görevi verilmiş olsa gerek çünkü bu bütçe rantiyeyi kayıran ama vatandaşı silkeleyen bir bütçedir, bu bütçe patronları kayıran ama işçiyi silkeleyen bir bütçedir, bu bütçe faizciyi kayıran ama emekçiyi silkeleyen bir bütçedir, bu bütçe ihale çetelerini kayıran, çiftçiyi, köylüyü ise silkeleyen bir bütçedir yani, Sayın Bakanım, kısaca, tek kelimeyle bütçenizi özetlemek gerekirse bu bütçenin adı "vatandaşı silkeleme bütçesidir.

SİGARAYI BIRAKMAYI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?

Geçenlerde küçük birikimlerin önemini vurgulamak için sigara üzerinden bir örnek vermiştiniz. Aslında verdiğiniz örnek tam da ekonominizin ve bütçenizin kısa bir özetidir. Ne diyordunuz: "Ben 1 paket sigaranın kaç para olduğunu bilmiyordum, arkadaşlara sordum, onlar da bilmiyordu. Bakan Yardımcısına sordum, 'Araştırayım, bildireyim, ben de bilmiyorum efendim.' dedi." Sonra, 1 sigara fiyatının ortalama 75 TL olduğunu söylediniz. Sayın Bakan, öncelikle, bütçenizin en büyük velinimeti olan sigara içicilerine bu kadar yabancı olmanız gerçekten son derece üzücü çünkü bu bütçe bu sene sigaradan dolayı ÖTV'den 400 milyarı aşkın para toplayacak. Bir de hadi, Bakanlarınız ve siz, arkadaşlarınız 1 sigaranın fiyatını bilmiyor olabilir ama ortalama 75 TL'lik 1 paket sigaradan 61 TL vergi aldığınızı da mı bilmiyorsunuz Sayın Bakanım? Yani, vatandaş 1 paket sigara içmek için size 4 paket sigara almak zorunda. En otlakçı bile 1 dal sigaraya karşılık 1 dal sigara ister, siz 1 paket sigaradan 4 paket de kendiniz içiyorsunuz yani aslında en büyük tiryaki sizlersiniz Sayın Bakan. Siz sigarayı bırakmayı düşünüyor musunuz? Çünkü vatandaş 1 paket sigara içmek için çalışıyor, çabalıyor ama siz "Her 1 paketten 4 paket de bize vereceksiniz." diye onları suçluyorsunuz. Sayın Bakanım, aslında sigara örneğinizin ilk dersi vergi adaletsizliğinizi ve aşırı vergi yükünü anlatmak için yeterli bir sebep. 

FAKİRDEN VREGİ ALINIYOR ZENGİNE MUAFİYET GETİİRLİYOR!

Dolaylı vergilerle vatandaşın sırtına vergileri yüklüyorsunuz. Hani az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alacaktınız? 1 paket sigara içen zenginden de fakirden de aynı vergileri alıyorsunuz, "Bu, az kazanıyor; bu, çok kazanıyor" demiyorsunuz. Dolayısıyla, dolaylı vergilerle siz aslında vergileri fakirden fukaradan, işçiden, emekliden alıyorsunuz ama sildiğiniz vergi borçlarıyla, vergi muafiyetleriyle, teşviklerle asıl zenginlerden, maalesef, vergi almamayı tercih ediyorsunuz. 

SİGARA İÇENLERDEN 192 MİLYAR TL VERGİ ALINDI

Sayın Meclis Başkan Vekilimiz de aslında bu verginin mağdurlarından birisi olarak belki birkaç kelime etmek ister ama iç tüzük bu konuda görüş serdetmesine imkân vermediği için ben onun yerine de bu adaletsiz vergiyi burada dile getirmiş olayım. 2023 Ocak-Ağustosta 102 milyar ÖTV aldınız sigara içenlerden Sayın Bakan. 2024'te yüzde 90 artırdınız, bugüne kadar sigara içenlerden 192 milyar vergi aldınız. 2025 yılında sigaradan 456 milyar vergi almayı planladınız, rakamlarınız bunu söylüyor. Peki, Sayın Bakan, bu kadar tiryakiyken sizin bu paradan vazgeçmeniz mümkün mü? Hadi, vatandaş sigara içmekten vazgeçti de siz vazgeçebilecek misiniz bu vergiden, bu vergiyi almaktan? Bu vergi faiz giderlerinizin yüzde 25'i, bu vergi bütçe açığımızın yüzde 25'i. Vatandaş sigara içmeyi bırakır, paraları bankaya koyarsa ona faizleri nereden ödeyeceksiniz? Bu 456 milyar bütçeden olan açığı nasıl kapatmayı düşünüyorsunuz? Doğrusu, ben de merak etmiyor değilim. 

Siz, şahsen içmiyor olabilirsiniz ama emin olun en büyük tiryakinin devlet olduğunu herhâlde siz de benden daha iyi biliyorsunuz. Sigara örneğimizin bütçenizin ve uyguladığınız ekonominin çarpıklığına dair ikinci dersi ise ülkeyi bir faiz cenneti hâline, faiz merkezi hâline getirmiş olmanız. Bu ülkede 27.300 TL mevduata para yatırıp yüzde 40'tan fazla faiz almak hangi ülkenin gerçeğiyle uyuşuyor? Mevduata yüzde 40 faiz ödeyen banka bu parayı tüccara, kredilere yüzde kaçla satacak? Yüzde 50-60. Peki, yüzde 50-60'la kredi dağıtan bankaların olduğu, yüzde 40 mevduattan para kazanılan bir ülkede kim yatırım yapar Sayın Başkan? Gariban sigara içicisini bile bankacıların kârlarını fonlamak için teşvik ediyorsunuz. Sizin ekonomimizin en kârlı sektörü bankacılık, en cazip yatırımı ise maalesef faiz. Bu sigara dersinden aslında bize Türkiye'deki en geçerli akçenin faiz olduğunu bir kez daha ortaya koymuş oluyorsunuz. Bütçeniz bir faiz bütçesidir, Bakanlığınız da maalesef faizcilerin tahsildarı hâline gelmiştir. 2023 yılında 674 milyar, 2024'te 1 trilyon 254'e çıktı, 2025'te ise "1 trilyon 950 milyar" diyorsunuz Sayın Bakanım. Buraya dikkat çekiyorum çünkü gerçekten "2 trilyon" dememek için son derece mahir davranmışsınız çünkü 2 trilyonun herhâlde psikolojik etkisini sizde biliyor olsanız gerek 1 trilyon 950 milyarda tuttunuz ama ben o algınıza yenilmeyeceğim, 2 trilyondan 50 milyar eksik faiz alıyorsunuz Sayın Bakanım bu senenin bütçesinde. Bu ne demek? Saatlik 222 milyon, bir dakikada 3 milyon 700 bin yani Sayın Başkan, şimdi, bana on bir dakikalık bir süre tanıdı, bu on bir dakikada siz tam 40 milyon 700 bin TL fakir fukaranın parasını rantiyecilere, faizcilere verdiniz. Biz burada on bir dakika konuşurken bu ülkeyi 40 milyon 700 bin lira tekrar soydunuz; haberiniz var mı? Ne âlâ memleket, ne güzel memleket! 

İKTİDAR HERKESİ FAİZCİ OLMAYA ÖZENDİRİYOR

Bir başka ders, iktidarınızın herkesi faizci olmaya özendirdiği gerçeğidir. Faizden başka cazip bir yatırım aracı bırakmadınız maalesef. Kredilerle, kredi kartlarıyla hemen hemen bütün vatandaşlarımıza faize alıştırdınız. Şimdi de sigara içen garibanları yoldan çıkarmaya çalışıyorsunuz. Sayın Bakanım, sigara, İslam ulemasının çoğunluğuna göre, mekruh ama faiz ise, bütün İslam ulemalarının ittifakıyla, haram. Siz mekruh işleyen insanlara diyorsunuz ki: "Ya, bu mekruhu bırak, git, faize para yatır, haram işle." E, Sayın Cumhurbaşkanı... "Nassın olduğu yerde sana bana laf söylemek düşer mi?" diyorsunuz. Sayın Bakanım, siz gariban sigara içicilerini bile faiz almaya teşvik ederken nassı neresine koyuyorsunuz bu işin? (Saadet Partisi sıralarından alkışlar) Gerçi Sayın Cumhurbaşkanı da "nas" derken faiz yüzde 8,5'tu, şimdi yüzde 50 oldu. Sayın Cumhurbaşkanı nassı nereye koyacak, onu merak etmiyor değilim. 

Sayın Bakanım, size verilen görev para bulmak, para toplamak ama başarılı bir ekonomi yönetimi para toplamaktan daha ziyade parayı nereye harcadığınızla ilgilenir. Parayı siz topluyorsunuz, ülke ülke geziyorsunuz: "Ne olur, gelin Türkiye'ye. Biliyorum, uzun vadeli yatırım yapımının koşulları yok ama ülkemiz bir faiz cenneti. Dolayısıyla, sıcak parayı getirin, beş altı ay, bir yıl sonra yüzde 30-35-40 civarında döviz bazında bu ülkenin kanını emin gidin, yeter ki bu ülkeye sıcak para getirin." Diyorsunuz. 
 
Özetle, Sayın Bakanım, para toplamak için göstermiş olduğunuz gayreti gerçekten takdire şayan buluyorum ama lütfen, şu israf, şu yolsuzluk, şu şeffaf olmayan ihaleler, şu adrese teslim ihalelerle sizin kan ter içerisinde kalarak bulduğunuz paraların nereye harcandığıyla da biraz ilgilenin lütfen. 

İstanbul Milletvekilimiz Aydın: Kumar ve Uyuşturucu Milli Güvenlik Meselesidir, Terörle Eş Değer Tutulmalıdır!” İstanbul Milletvekilimiz Aydın: Kumar ve Uyuşturucu Milli Güvenlik Meselesidir, Terörle Eş Değer Tutulmalıdır!”

Bütçe açığı 1 trilyon 930 milyar. Burada da büyük bir maharet göstermişsiniz, "2 trilyon" dememek için kendinizi zorlamışsınız; ben, yine, bu maharetinize karşılık, 2 trilyondan 70 milyar eksik bir bütçe açığıyla bu ülkeyi baş başa bıraktığınızı ifade ediyorum. Vergi ödemeyen kişileri açıkladınız Sayın Bakan; bu, elbette son derece önemli ve kıymetli. Keşke vergisi silinen imtiyazlı yüzsüzleri de açıklasanız da bu memleket kimlerin vergisini sildiğinizi de görse. Dolayısıyla siz, sadece vergisini ödeyemeyen ki bunların içerisinde ekonomik sıkıntılar sebebiyle ödeyememiş olanlar da vardır... Dolayısıyla vergisini ödeyemeyen, ekonomik sebeple değil, devleti dolandırmak için vergi ödemeyen yüzsüzleri açıkladığınız gibi vergisi silinen ki bunların bir kısmı vergi kanunları gereğince haklı olduğu için vergileri silinmiştir ama imtiyazınızla vergisi silinenlerin kimler olduğunun şeffaf bir şekilde denetlenebilmesi için de vergisi silinen yüzsüzleri açıklamak zorundasınız. 

Bu bütçede kayıt dışıyla mücadele söz konusu değil. 300 milyara yakın kayıt dışı ekonomisi olan bir ülkeden bahsediyoruz ve siz bu kayıt dışı ekonomiyi vergilendirecek yollara tevessül etseniz, emin olun, birçok ek vergiden, motorlu taşıtlar vergisini birden fazla kez almaktan hatta kredi kartı limitlerinden yani insanların para harcama umudunu dahi vergilendirmekten vazgeçer ve bu ülkenin bütçe açığını bile kapatabilirsiniz. Ama maalesef, siz, kaçak çalışmayı vergilendirmek, kayıt dışılığı ortadan kaldırmaktan ziyade kayıt dışında olan asgari ücretliye, kayıt içinde olan memura, kayıt içinde olan işçiye yani sabit gelirlilerin sırtına sopayı vurdukça vurmaya devam ediyorsunuz. Bunun da adil olmadığını buradan bir kez daha ifade ediyorum.” 

Editör: Saadet Gündem