Genel Başkan

Genel Başkanımız Mahmut Arıkan’dan İpek Özbey’in Sorularına Çarpıcı Cevaplar!

Genel Başkanımız Mahmut Arıkan, Korkusuz Gazetesi Köşe Yazarı İpek Özbey’in köşesinin konuğu oldu.

Kendine has üslubu ve konuklarına yönelttiği sorularla gündem olan İpek Özbey, Genel Başkanımız Mahmut Arıkan

Genel Başkanımız Arıkan, kendine has üslubu ve konuklarına yönelttiği çarpıcı sorularla gündem olan İpek Özbey’in çalışma hayatından özel hayatına kadar yönelttiği bir çok soruya dikkat çeken cevaplar verdi.

İpek Özbey’in soruları ve Genel Başkanımız Arıkan’ın verdiği cevaplar şu şekilde;

Güne başlarken bir ritüeliniz var mı?

Sabah kalktığımızda ilk yaptığımız iş doğal olarak abdest almak ve sabah namazımızı eda etmek oluyor. Elbette bunu bir ritüel olarak tanımlamak doğru olmaz, bu zaten inancımızın gereği. Böylece gün doğmadan güne başlama imkanı buluyoruz. Namazın ardından ise günün gelişmelerinden haberdar olmak için gazetelerin birinci sayfalarına, haber sitelerine göz gezdiriyorum.

En son hangi kitabı okudunuz?

İsmail Şanal’ın ‘Allegro’ isimli kitabı. Tavsiye ederim. Sloganın ötesinde bir siyaset tarzı için ilginç tespit ve değerlendirmeler var. Biz de yeni nesil siyaset tarzımızda sloganı değil hakikati önceleyeceğiz. Kitapta yer aldığı şekliyle söyleyeyim; “huzursuz eden, tedirgin eden bir muhalefetin” değil, topluma dokunan bir siyasetin öncüsü olmayı istiyoruz. Sloganı değil, sorunları önceleyeceğiz.

En son hangi filmi izlediniz?

Maalesef uzun süredir çok fazla televizyon izleme ya da sinemaya gitme imkânı bulamıyorum. Özellikle genel başkan olduktan sonra doğal olarak çalışma tempomuz çok daha yoğun hale geldi. Genel başkan olmadan önce en son çocuklarla birlikte; Emin Alper’in “Öteki” isimli tiyatro oyununu izledik.

En sevdiğiniz ses ne sesi?

O zaman bir espriyle başlayayım: “Bir Kayserili olarak tabiki para sesi :)”. İnşaat mühendisi olduğum için fazlaca ev sahibiyle görüşme imkanım oldu. İnsanların “teşekkür ederim” deyişi her zaman kıymetlidir benim için.

Türkiye bir şarkı olsa hangisi olurdu?

Öyle bir şarkı var mı bilmiyorum ama “Bir sevdadır Türkiye” olsun isterdim.

Arıkan, 6 kiloya yakın doğmuş. O gün hastanede doğan en kilolu bebekmiş. Şimdi Erbakan’ın koltuğunda oturuyor. 

En çok dinlediğiniz üç şarkı?

Bir Kayserili olarak ilk Gesi Bağları derim. “Kardan Aydınlık” gençliğimin ezgisidir. Ahmet Kaya’nın “Kendine İyi Bak’ı” her zamanın şarkısıdır.

Aşka inanır mısınız?

Aşk olmadan hiçbir şey olmaz. Mevlana der ki; aşk adayıştır, arayış değil. Hani Kenan Doğulu bir şarkısında diyordu ya: “Ne yaparsan yap, aşk ile yap”. İşte siyaseti de, hizmeti de aşk ile yapmalı insan. Severek yapılan her şey yorgunluk değil, huzur veriyor.

Kırmızı çizginiz nedir?

Herhangi bir çizgisi olmayanlar... İdeallerini değil, ihtiraslarını ön plana koyanlara karşı çok keskin bir kırmızı çizgim var.

En sevdiğiniz yemek?

Yine bir Kayserili olarak mantı.

Asla yemem dediğiniz bir yemek?

Çok yemek ayırmam. Helal olan her şeyi yerim.

Sizi ne heyecanlandırır?

Saadet Partisi’nin iktidarı.

Yağmur mu güneş mi?

Yağmurdan sonra açan güneş.

Güz mü İlkbahar mı?

İlkbahar. Çünkü her açan çiçek yeni bir başlangıcı müjdeler. “Bir çiçekle bahar gelmez ama her bahar bir çiçekle başlar”

İnsanlarda en sevmediğiniz 3 hareket?

3 Y diyeyim... Yalan söyleyenler, yolsuzluk yapanlar, yoksulluğa neden olanlar.

Geçmişe dönüp birine bir şey söyleme şansınız olsa kime ne söylerdiniz?

Hareketimizin kurucu lideri Prof. Necmettin Erbakan’a, “Sizi şimdi daha iyi anlıyorum” demek isterdim.

Size şu anda telefonsuz üç gün verseler ne yaparsınız?

Mesai arkadaşlarımdan birinin telefonunu alır programa devam ederim. Çünkü kaybedecek vaktimiz yok.

Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız var. Kim olmak istersiniz?

Yine Mahmut Arıkan olmak isterim. Çünkü geçmişe ilişkin bir pişmanlığım olmadığı gibi geleceğe yönelik bir endişem de yok.

Herhangi bir enstrüman çalabiliyor musunuz?

Maalesef. Ama ney çalabilmeyi isterdim.

Kaç yaşına kadar yaşamayı dilersiniz?

Bence önemli olan ne kadar yaşadığımız değil, nasıl yaşadığımız. Cenabı Allah bize lütfedilen hayatı hakkıyla yaşamayı nasip etsin.