Genel Başkan

Genel Başkanımız Mahmut Arıkan: "Bu Fiyatlardan Kurtulmak İstiyorsanız Boykot Etmeniz Gereken Tek Ürün AK Parti'dir!"

Genel Başkanımız Mahmut Arıkan, TBMM’de Yeni Yol Grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Konuşmasına Saadet, DEVA ve Gelecek Partileri ile birlikte kurulan Yeni Yol Grubu’nu anlatarak başlayan Genel Başkanımız Arıkan şunları söyledi;
“Haftalar önce Deva Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partimiz Türkiye’de yeni bir alternatif oluşturmak amacıyla ilk adımları atmıştı. Geçen hafta ise resmi çalışmalar tamamlandı. Ve Türkiye Büyük Millet Meclis’inde ortak grup kurma amacıyla kurduğumuz Yeni Yol Grubu kuruldu. Türkiye’ye hayırlı olsun. Bu süreçte iş birliği ve nezaketleri için Sayın Ahmet Davutoğlu’na, Sayın Ali Babacan’a ve tüm milletvekillerimize teşekkür ediyorum.

ŞİDDET DİLİNE TEVESSÜL ETMEDEN YENİ BİR SİYASET TARZI ORTAYA KOYMANIN VAKTİ GELMİŞTİR

Bugün Türkiye’de iki partinin merkeze alındığı diğer partilerin ise bu partiler etrafında siyaset üretmesinin istendiği bir anlayış var. Biz ilk günden itibaren bu zihniyete karşı çıktık.  İnşallah bizler ortak meclis grubuyla aziz milletimizin umudunu, sesini çok daha gür ve çok daha güçlü bir şekilde meclise taşımaya devam edeceğiz. Şiddet diline tevessül etmeden, nefreti ve kutuplaştırmayı körüklemeden, ötekileştirmeden yeni bir siyaset tarzı ortaya koymanın vakti gelmiştir. Köprüler kuracağız, el ele vereceğiz, fikirler farklı olsa da oturup konuşacağız, çözüm üreteceğiz ve gerilime mahal vermeyeceğiz. İnsanımız artık çatık kaşlı siyasetçilerden, meclis çatısı altındaki yumruklardan, bağıranlardan yoruldu. 85 milyon insan artık huzurlu bir nefes istiyor. İnşallah Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Yeni Yol Grubu; Sahada Saadet Partimiz, Gelecek Partisi, Deva Partisi çalışmalarını sürdürecek. Tekraren milletimize, memleketimize, meclisimize hayırlı olsun.

İSRAİL YAYILMACILIĞI VE KATLİAMLARI KAPIMIZA KADAR DAYANDI

Bizim değişmeyen gündem maddemiz, kürsümüzden hiç inmeyen konumuz Gazze’mizde zulüm hala devam ediyor. Siyonist İsrail’in ateşkesin konuşulduğu bir dönemde bile mülteci kamplarını bombaladığına ve masumları katlettiğine şahit olduk. Cibaliye Mülteci Kampında bir sağlık çalışanı katledildi. Bu şehit edilen yüzlerce sağlık çalışanından sadece biri. Soykırım konusunda ustalaşan terörist İsrail, arkasına aldığı güç ile bölgemizi cehenneme çevirmekten hiç çekinmiyor. Cent hesabı yaparak beslenen canavar hedefine ufak ufak ilerliyor. İktidar ne yapacak şimdi? Cent hesabı yapmaya mı devam edecek yoksa aldatıldık mı diyecek? Şunu da bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum:
Biz bugün gelen centlerin, yarın İslam beldelerine gidecek bombalar olduğunu gayet iyi biliyoruz. Evet, şimdi de Türkiye için uyarıyoruz. İsrail yayılmacılığı ve katliamları kapımıza kadar dayandı. Ama milletimiz müteessir olmasın, Siyonizm’in korkulu rüyası Milli Görüş dimdik ayakta! Biz Emperyalistten de Siyonist’ten de dost olmayacağını iyi biliyoruz.

ABD’NİN DÜŞMANI OLMAK TEHLİKELİ OLABİLİR AMA DOSTU OLMAK ÖLÜMCÜLDÜR!

ABD’nin yeni başkanı Trump, daha göreve gelmeden aba altından sopa göstermeye, tehditler savurmaya başladı. Bölgemizi cehenneme çevirmekle tehdit etmişti. Öte yandan Türkiye’ye dair çok dostane açıklamalar yaptı. Ben böyle bir dönemeçte Henry Kissinger’in şu sözünü de tarihe kayıt olarak geçmek istiyorum: “ABD'nin düşmanı olmak tehlikeli olabilir ama ABD'nin dostu olmak ölümcüldür.”

SEÇİLENİ İTİBARSIZLAŞTIRMA, ÇALANI KAYIRMA İLE BİR ÜLKE YÖNETİLEMEZ!

Ülkemize döndüğümüz ise yine aynı yöntemleri, yine aynı sonuçları, yine aynı gündemleri görüyoruz. Önce seçilmesine izin verip, sonra milli iradeyi yok sayarak kayyım atamak; kimseye bir şey kazandırmadı, yine kazandırmayacak. Tekraren ifade ediyoruz: Ülkeyi kısır bir döngüyle meşgul etmenin hiç kimseye faydası yoktur. Pazartesi günü Beşiktaş Belediye Başkanı sabah operasyonu ile gözaltına alınıyor. Çağırsalar gelecek olan bir siyasetçiye operasyon yapmak itibarsızlaştırmanın hesabını gütmek demektir. İddia edilen soruşturma ihaleye fesat karıştırma. Bahsedilen firmalarla iktidarın belediyeleri de iş yapmış, proje vermiş ama gözaltına alınan sadece belediye başkanı. İktidar seçimde alamadığı yerleri ya belediye başkanlarına baskı yapıp partilerinden istifa ettirerek ya da kayyum atayarak geri alıyor.
Beşiktaş Belediye Başkanının başına gelenler, Yunus Emre Enstitüsünü soyan Başkanının başına gelmedi. Bakınız yine uyarıyorum: Hukuk hiç kimse için araç olamaz. Adalet birilerinin çıkarı için yozlaştırılamaz. Seçileni itibarsızlaştırma, Çalanı kayırma ile bir ülke yönetilmez! Milli irade nutukları atanlar, milletin seçtiğini; partili savcılarla görevden alarak bu ülkeye hizmet edemez.

Türkiye’de hukuktaki çürümenin sebep olduğu bozuklukları her geçen gün daha şiddetli bir şekilde yaşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde bir vatandaşımız kendisine sorulan adresi bilmediği için vuruldu. Daltonlar diye bilinen çete İzmir’deki Mimar Kemaleddin Caddesindeki esnafı haraca bağlamış, el mahkum haracı vermek zorunda kalan esnafımız bu gözü dönmüş canileri doyuramadığı için kurşunlanıyor. 

Bir başka acı olayı geçtiğimiz günlerde yaşadık. Mert kardeşimiz Hakim ve Savcılık sınavında yüksek almasına rağmen mülakat ile elendi. Hakkının yenmesini sindiremeyen kardeşimiz intihar etti. Adana’da savcı adayı Mithat Can Yalman uygulanan mobinge dayanamadığı için intihar etti. Pırıl pırıl hukuk insanı olacak gençlerimiz hukuksuzluktan dolayı intihar ediyor.

Biz ‘adil düzeni’ bir slogan olsun diye söylemiyorduk. İşte bizi bütün gayemiz budur. Bu insanlarımız için adaleti tesis etmektir. Biz; Eemeği, liyakati, adaleti ve insanı merkeze alan bir anlayışla kimsesizlerin kimsesi, umutsuzların umudu olacağız. Çünkü bu memleket bizim, bu gençler bizim, bu devlet bizim, gelecek bizim.

AİLE KURUMU TÜM DÜNYADA TEHDİT ALTINDA!

İşte hukukta, adalette bunlar yaşanırken; ekonomi hiç iyiye gitmiyorken etkilenen ilk kurum maalesef aile oluyor. Birkaç gündür Aile, Genç diye nutuklar dinliyoruz ama biliyoruz ki;
Bu konuşmalar, bu müjdeler aslında tehlike çanlarının çaldığını bize gösteriyor. Televizyon ve sosyal medya içerikleri ile zehirlenen, itibarsızlaştırılmaya çalışılan aile kurumu bugün tüm dünyada tehdit altındadır. 
Yeni Küresel Sistemin türlü propagandalar ile yıkmaya çalıştığı aile kurumu bugün tehdit altındadır. Ülkemizdeki zorlu ekonomik koşullar ise bu tehdidi daha da belirgin hâle getirmektedir.  Boşanan sayısı gün gün artarken evlenen sayısı gün gün azalıyor. İktidarın bugüne kadar görmezden geldiği bu sorun bugün nüfus planlamasını bile tehdit eder hale geldi. Gençlerimiz iş bulamadığı için evlenemiyor. Evlilik yaşı 30'a dayandı. Evlenenler ise çocuk sahibi olmaktan kaçıyor ya da en fazla bir çocuk sahibi oluyor. Bunun sonuçları bizim için iyi olmayacaktır. Bu sonuçları görmek için bugün Japonya'ya, Güney Kore'ye bakmak yeterlidir. 

İktidar 2025 yılını Aile Yılı ilan etti ve birtakım destekler açıkladı. Buna göre yeni evlenecek 18-29 yaş arası gençlerimize 150 bin lira faizsiz kredi verilecek. Bu ücret bugün çok çok basit harcamaları bile karşılamamaktadır. Atılan adımı doğru buluyoruz fakat bu miktar gerçeklikten uzaktır ve maddi imkânsızlıktan dolayı evlenemeyen hiç kimseyi ikna edecek bir rakam değildir. Ayrıca üst yaş sınırı esnetilmelidir. Bugün 30 yaşının üstünde olup evlenmeyen sayısı azımsanmayacak sayıdadır.  İktidarın bir diğer desteği ise çocuk başı destektir. Yeni doğan bir bebeğe verilecek olan tek seferlik destek 5 bin lira olarak açıklandı. Bu rakam bugün sağlıklı bir bebeğin bir aylık masrafı bile değildir. Aynı şekilde bu rakamlar da yükseltilmelidir ve aile fonuna daha büyük bir destek verilmelidir.

Özel sektördeki doğum izinleri düzenlenmeden, annenin bebeği ile daha fazla vakit geçirmesi sağlanmadan atılan birçok adımın faydası olmayacaktır. Kamuda çalışan kadınlar başta olmak üzere emek veren tüm çalışan kadınlara hamilelik ve doğum izinleri ücretli olacak şekilde artırılmalıdır. Bu adımların yanında çoğu iktidara yakın kanallarda yayınlanan aile kurumunu küçük düşüren içerikler denetlenmeli ve RTÜK üzerine düşeni yapmalıdır. Bunların takipçisi olacağımızı buradan belirtmek istiyorum.

ORTAYA KOYDUĞUNUZ CENAZEYİ HİÇBİR GASSAL YIKAYAMAYACAK!

Ülkemizin değişmeyen bir numaralı gündemi kötü ekonomi. Bunun sebebi de uygulanan rant, faiz ve yolsuzluk temelli ekonomi modelidir. Yap-işlet-devret modeli ile yapılan garantili projelerdir. Şunu ifade edelim, biz milletin menfaatine olan bütün projeleri destekleriz. Fakat siz eğer yurt dışında bir milyar dolara mal olan projeleri, Türkiye’de 4 milyar dolara yapar ve aradaki farkı millete ödetirseniz işte biz buna karşı çıkarız. Biz YAKA'ları birleştiren köprülere otoyollara karşı değiliz. Ancak verilen garantiler yüzünden milletin iki YAKA'sı bir araya gelmiyor. Biz boğazın altından otomobillerin, trenlerin YÜRÜTÜLMESİ'ne karşı olmak değil, tüyü bitmemiş yetimin hakkının 'YÜRÜTÜLMESİ'ne karşıyız. Şimdi bugün Sayın Cumhurbaşkanı marketleri hedef gösteriyor, Ekonomi bakanı ise ev sahiplerini. Enflasyonun sebebi yüksek kiralarmış. Yakında enflasyonun sebebi Lidyalılardır. Parayı bulmasalardı hiç enflasyon, kriz olmazdı derlerse inanın şaşırmayız. Çünkü kendileri dışında herkes suçlu. Perşembe’nin gelişi çarşambadan bellidir. Biz 2025 bütçesini gördüğümüzde bizi bekleyen ekonomik yıkımı söylemiştik. Çünkü bütçede faiz, rant, yolsuzluk her şey vardı ama bir tek millet yoktu. Şimdi neticelerini yavaş yavaş görüyoruz. Ekonomide, ortada bıraktığınız cenazeyi hiçbir GASSAL yıkayıp temizleyemeyecektir. Bunun bilinmesini isterim. 

İKTİDARDA KALMAK İÇİN FAİZ LOBİSİNE İHTİYAÇLARI VAR!

Aslında meselelerin çözümünü çok uzakta aramaya gerek yok. En temelde faizi, rantı, yolsuzluğu sistemden çıkarırsanız bugün yaşanan sorunların dörtte üçü gider. E bu kadar kolaysa iktidar neden yapmıyor diyebilirsiniz. Cevabı çok basit; çünkü iktidarda kalmak için faiz lobisine ihtiyaçları var da ondan. Biz ise, hamdolsun sadece aziz milletimize borçluyuz. 
Bizde patron insanımızdır, makamların gerçek sahibi aziz milletimizdir. Yok Londra şunu demiş, yok George bunu demiş bizi ilgilendirmez. Biz çiftçi Mehmet’in ne dediğine ve ne beklediğine bakarız. Biz fabrikada çalışan Ahmet’in gözlerine bakarız, kulağımıza dört açar onu dinleriz. Faiz lobisinin beklediklerini değil, mağdur ettiklerine bakarız. Yani 85 milyon insanın gözlerine bakar ve o gözlere umut oluruz. Bizim gözlerimiz ancak o zaman ışıldar.

BOYKOT EDECEĞİMİZ TEK ÜRÜN VAR O DA AK PARTİ’DİR!

Geçtiğimiz haftayı Türkiye Ekonomi tarihi açısından bir kırılma noktası olarak addediyoruz. Çünkü tam da geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Bakan; milleti fahiş fiyatları boykot etmeye davet etmişti. Biz buradan ilan ediyoruz, bu konuda Sayın Cumhurbaşkanını ve Sayın Bakanı destekliyoruz. Madem her türlü tedbirler alındı fakat fiyatlarda bir değişiklik olmuyor. O zaman biz de vatandaş olarak son çarenin boykot olduğuna inanırız ve ona göre davranırız. Fakat boykot çağrısında bir konu eksikti. Sayın yetkililer neyi, hangi fiyatı boykot edeceğimizi söylemediler. Biz de oturduk, çalıştık ve bir boykot listesi hazırladık.

Şöyle bir bakıyoruz ki benzin fiyatları almış başını gitmiş. Bu Cuma motorin fiyatı 50 tl’yi geçecek. Bu fahiş fiyatlı benzini boykot etmeyi destekliyoruz. Sorumlusu kim? İktidar! Kira artışı %58,51 olmuş. Alınan 22.000 liralık maaşın tamamı sadece kiraya gidiyor, bazen yetmiyor. Sorumlusu kim? İktidar! Otoyol ve köprü ücretlerine son bir yılda %288 ile %453 arasında bir zam yapılmış. Biz bu fahiş fiyatların da boykot edilmesini destekliyoruz. Sorumlusu kim? İktidar! Varlık Fonundaki dolayısıyla İktidarın kontörlündeki Turkcell’in, Türk Telekom’un fahiş fiyatlı tarifelerini boykotu destekliyoruz. Biliyorsunuz biz şu an dünyanın en yavaş internetini, en fahiş faturalarla kullanıyoruz. Tarım Kredi Kooperatiflerindeki fahiş fiyatları boykot etmeyi destekliyoruz. Bakınız işte burada sizler için derlediğimiz bir liste var. Ben de şimdi buradan aziz milletimizi bu fahiş fiyatları koyanları, AK Parti iktidarını boykot etmeye çağırıyorum. Bu fiyatlardan, kurtulmak istiyorsanız boykot etmeniz gereken tek ürün AK Parti’dir. AK Parti’yi bundan sonra hep birlikte boykot edeceğiz. Bu sıkıntılardan kurtulmak istiyorsak boykot edeceğimiz tek ürün var o da AK Parti’dir. Yeni boykot listemiz de, yeni boykot ürünümüz de hayırlı olsun!”