STK ve Halkla İlişkiler Başkanlığımız tarafından yürütülen “Millet-Vekili Buluşması” programı kapsamında Aydın’da bulunan Bursa Milletvekilimiz Mehmet Atmaca, Nazilli Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ederek basın mensupları ile bir araya geldi.
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak soruları cevaplandıran Atmaca, şunları söyledi:
“Yaşanan sıkıntılar uzun yılladır hükümet politikalarının sonucu. Bunlar parti olarak uzun yıllardır eleştirdiğimiz hükümet politikalarının sonucudur ve artık tahammül edilemez noktaya gelmiştir. Ülkemizde ciddi bir istikrarsızlık ve suistimaller söz konusu. Tarımda ne üretici ne de tüccar maliyetleri öngöremiyor. Çiftçiye gerçek anlamda destek verilmiyor. Tarımda planlama esastır ama bu da yapılmıyor. Dışa bağımlılığı azaltacak, ihracata katkı sağlayacak ürünlerin desteklenmesi lazım. Yanlış politikalar toplumsal felaketlere yol açıyor.
Yerel seçimlerde her yerde kendi adayımızı çıkaracakmış gibi hazırlanıyoruz. Bazı yerlerde aday tespitlerimiz yapılıyor ancak Aydın ve Nazilli’de adaylarımız henüz belli değil. Seçim bir sonuç alma sanatıdır. Lokal olarak herhangi bir partiyle iş birliği yapabiliriz. Milleti İttifakı seçim için kurulmuş bir ittifaktı ve bitti. Cumhur İttifakı ise meclis çoğunluğunu ellerinde tutabilmek için devam ediyor.
Adam Kayırmadan Vazgeçilmesi Lazım
Yanlış bir yönetim anlayışı uygulanıyor. Öncelikle kutuplaştırma ve adam kayırmadan vazgeçilmesi lazım. Mülakatlar kaldırılacak dendi ama halen kaldırılmadı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle milletvekilleri etkisizleştirildi. Hükümet tarafından TBMM’ye getirilen önerilerden kendi milletvekillerinin bile haberi olmuyor. Tamamen cumhurbaşkanı ve bakanlık tarafından gönderilen önergeler tartışılıyor. Seçimden önce sürekli bir beka sorunundan bahsediliyordu. Vatandaşlar, ‘soğan mı vatan mı?’ gibi bir ikilemin içine itildi. Konu vatan olduğunda elbette akan sular durur ama ülke değerlerinin heba edilmesi, tarımda, uluslararası ilişkilerde toplumun geleceğini etkileyecek kararlar almak bir beka sorunudur. İklim değişikliği bahane edilerek yapılan anlaşmalar istismar içermesi bizi endişelendiriyor.”
